ANA SAYFAYA DÖN

SAĞLIK BAKANLIĞININ GENELGESİ TEMMUZ-2013

663 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE UM. HIFZISIHHA KANUNU 126 ve 127 MADDELER DEĞiŞTiRiLEREK 3 AYDA BiR ŞARTI KALDIRILMIŞTIR.
İilgili değişikliler Aşağıdadır:
Madde 126 – (Değişik:11/10/2011-KHK-663/58 md.)
Gıda üretim ve satış yerleri ve toplu tüketim yerleri ile insan bedenine temasın söz konusu olduğu temizlik hizmetlerine yönelik sanatların ifa edildiği iş yeri sahipleri ve bu iş yerlerinin işletenleri, çalışanlarına, hijyen konusunda bu iş yerlerindeki meslek ve faaliyetin gerektirdiği eğitimi vermeye veya çalışanların bu eğitimi almalarını sağlamaya, belirtilen eğitimleri almış kişileri çalıştırmaya, çalışan kişiler ise bu eğitimleri almaya mecburdurlar. Bizzat çalışmaları durumunda, iş yeri sahipleri ve işletenleri de bu fıkra kapsamındadır.
Bulaşıcı bir hastalığı olduğu belgelenenler ile iş yerinin faaliyet ve hizmetlerinden doğrudan yararlananları rahatsız edecek nitelikte ve görünür şekilde açık yara veya cilt hastalığı bulunanlar, bizzat çalışan iş yeri sahipleri ve işletenleri de dâhil olmak üzere, alınacak bir raporla hastalıklarının iyileştiği belgeleninceye kadar, birinci fıkrada belirtilen iş yerlerinde çalışamaz ve çalıştırılamazlar. Çalışanlar, hastalıkları konusunda işverene bilgi vermekle yükümlüdür.
Madde 127 – (Yeniden Düzenleme:11/10/2011-KHK-663/58 md.)
126 ncı maddede belirtilen iş yerlerindeki hijyen eğitimine yönelik hususlara, bu iş yerlerinde çalışmaya engel bulaşıcı hastalıkların ve cilt hastalıklarının neler olduğuna, iyileşme hâlinin belirlenmesine, hangi meslek ve sanat erbabının 126 ncı madde kapsamında olduğuna ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık, İçişleri ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
126 ncı maddede belirtilen iş yerlerinde bulaşıcı bir hastalık veya bir salgın hastalık çıkması durumunda, bu hastalıkla alakalı gerekli incelemeler, analiz masrafları iş yeri sahipleri ve işletenlerince karşılanmak üzere ilgili kurumlar tarafından yapılır.
126 ncı maddede belirtilen iş yerlerinde bulaşıcı bir hastalık veya bir salgın hastalık çıkması hâlinde doğacak hukukî sorumluluklar ile bu durumdan zarar gören kişi veya kurumların hukukî yol vasıtasıyla talep edebilecekleri tazminat ödemeleri veya olabilecek diğer ödemeler iş yeri sahiplerine ve işletenlerine aittir.

1.YAZI


Portör Muayenelerine Esas Laboratuar Tetkikileri

 

Tarihi:27.01.2005  Sayısı:1059     

T.C

SAĞLIK BAKANLIĞI

Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

 

Sayı: B100TSH0150005                                                                                         

Konu:Portör Muayenelerine Esas

            Laboratuar Tetkikleri  

 

……………… VALİLİĞİNE

( İl Sağlık Müdürlüğüne )

GENELGE  2005 /9

İLGİ:  a) 21.12.1994 gün ve 15152 sayılı Genelgemiz.

b) 18.05.2000 gün ve 6902 sayılı yazımız.

c) Konu ile ilgili illere daha önce yazılmış görüşler.

d) 11.10.2004 gün ve 9220/8428 sayılı Hukuk Müşavirliği görüşü.

1593 Sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 126 ncı Maddesinde;  “Yenilecek ve içilecek şeyler satan veya veren veyahut taharet ve nezafete mütaallik sanatlar ifa edenler her üç ayda bir kendilerini muayene ettirerek bir sıhhi rapor almağa mecburdurlar. Bunlardan devrei sirayette frengi ve sari verem ve cüzzama müptela olanlarla halkın istikrah ve nefretini mucip bir cilt hastalığına duçar olanlar sanatlarını icradan menolunurlar,”

Aynı Kanunun 127 nci Maddesinde ise “ 126 ncı maddede zikrolunan sıhhi muayene meccanen belediye tabipleri tarafından yapılır. Belediye tabipleri bulunmayan yerlerde bu vazife hükümet tabipleri tarafından icra olunur. Mahalli belediyelerince hangi meslek ve sanat erbabının muayeneye tabi olduğu 266 ncı maddede zikredilen nizamnameye dercolunur.” hükmü mevcuttur. 

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, gıda işyerlerinde ve sıhhi müesseselerde çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıcılığı yönünden her 3 ayda bir muayene olma ve sıhhi rapor alma mecburiyeti getirilmiş ve bu  sıhhi muayenenin de ücretsiz olarak belediye tabipleri veya hükümet tabipleri tarafından yapılacağı belirtilmiştir.

Ancak, Ülke genelinde  bugüne kadar birçok ilde farklı düzenlemeler yapılmış, kimi iller yalnızca kendi illeri için özel tebliğler çıkarmış, İl Hıfzısıhha Kurulu Kararları almış bu da   toplum sağlığının korunması gibi hassas bir konuda farklı uygulamalar yapılmasına neden olmuştur.

Ayrıca, özellikle büyük illerimizde  sözkonusu iş kollarında çalışanların fazlalığı karşısında resmi kurumlar ve belediyelere ait laboratuarların portör muayenesi ve tetkikleri yönünden yetersiz kalması, çalışanların iş kaybına ve bu muayeneden imtina edilmesine yol açtığı bilinmektedir.

Yukarıda belirtilen hususlar ve  Bakanlığımız Hukuk Müşavirliğinden  konu ile ilgili alınan ilgi (d) sayılı görüş kapsamında portör muayene ve tetkik işlemleri ile ilgili yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. 

        Bu çerçevede; 

  1. Portör muayenesine esas laboratuar tetkiklerinin; resmi sağlık kurum ve kuruluşlarının yanı sıra,   9 Mart 2000 gün ve 23988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” de tanımlanan özel sağlık kuruluşları,  2219 Sayılı Hususi Hastaneler Kanunu kapsamında Bakanlığımızdan ruhsatlı özel hastaneler,  3153 Sayılı Radyoloji, Radiyom  ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müessesleri Hakkında Kanun ile  992 Sayılı Seriri Taharriyat Ve Tahlilat Yapılan ve  Masli Teamüller Aranılan Umuma Mahsus Bakteriyoloji ve Kimya Laboratuarları  Kanunu  kapsamında Bakanlığımızdan ruhsatlı radyoloji laboratuarları ile  tıbbi tahlil laboratuarları  tarafından  yalnızca kendi  il hudutları dahilinde yapılması,
  2. Akciğer grafisi istenen kişilerin Bakanlığımıza bağlı kuruluşlar (yataklı tedavi kurumları, birinci basamak sağlık kuruluşları ve Verem Savaş Dairesi Başkanlığına bağlı gezici tarama grupları) Bakanlığımızdan ruhsatlı özel radyoloji laboratuarları, radyoloji uzmanı sorumluluğunda olmak ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan lisans almak suretiyle bir arabaya monte edilmiş gezici röntgen cihazı ünitelerinde portör muayenesi için mikrofilm veya standart akciğer grafisi tetkiklerinin, yalnızca kendi il hudutları dahilinde yapılması,
  3. Kanun uyarınca  portör muayenelerinin ücretsiz olarak yapılması zorunlu olduğundan, portör muayenesi yapılan  sağlık kuruluşlarınca muayene ücreti talep edilmemesi gerekmektedir. Ancak, muayeneye istinaden gerekli tetkiklerin resmi kurum ve kuruluşlar dışında özel sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılması halinde, birinci basamak sağlık kuruluşları  tarafından görülmek ve tasdik edilmek kaydı ile geçerli sayılması,
  4. Resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan mikrobiyolojik ve radyolojik tetkiklerin sonuçlarını gösterir raporların 2 yıl süre ile saklanması ve tetkiklerin güvenirliğinin incelenmesi veya laboratuarlar arası uyumsuzlukların tespiti amacı ile Sağlık Müdürlüğünce yaptırılacak inceleme ve tetkik bedelinin  ilgili özel sağlık kuruluşu tarafından karşılanması,
  5. İhbarı zorunlu hastalıkların tespiti halinde, mevzuatta öngörülen şekil ve sürede İl Sağlık Müdürlüklerine derhal bildirimde bulunulması,  
  6. Portör muayenesine esas olarak yapılacak laboratuar tetkiklerinde alınacak ücretler kamu ve özel sağlık kuruluşlarında, bütçe uygulama talimatında yer alan miktarlardan daha az miktarlarda olamaması gerekmektedir.

          Gıda işi ile uğraşanlarda ve sıhhi müesseslerde çalışanlarda portör taraması için yapılacak tetkikler şunlardır;

-     Gaita kültürü, (Salmonella ve shigella yönünden, en az yılda bir)

-    Dışkının mikroskobik incelenmesi ( Entamoeba, histolytica kistleri, giardia lamblia kistleri ve helmint yumurtaları yönünden, en az 6 ayda bir)

-    Boğaz ve burun kültürü (Staphylococcus aureus yönünden,en az yılda bir)

-   Akciğer grafisi ( Tüberküloz yönünden, en az yılda bir)

Bu tetkiklerin yeni işe başlayanlarda, işe giriş muayenesi ile birlikte, çalışanlarda ise periyodik portör taraması şeklinde yapılması ve sonuçlarına göre etkili bir surveyans sistemi uygulayarak laboratuarlarda ve kliniklerde tanısı konulup, taşıyıcılık özelliği olan enteropatojenlerle ilgili kaynak ve bulaşma yolları çalışmaları yapılmalıdır.

Portörlüğü tespit edilenlerin geçici işten uzaklaştırılması veya işyerinde yaptığı işin geçici olarak değiştirilmesi de dahil olmak üzere hastalık yayılımını engelleyecek tedbirler alınmalıdır. 

            Konu ile ilgili ilgi (a) sayılı Genelge ve ilgi (b), (c), sayılı  yazılarımız yürürlükten kaldırılmış olup, bundan böyle, portör muayenelerinin ve tetkiklerinin yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak izlenmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

 

 

                                                                                     Prof.Dr.Necdet ÜNÜVAR

 Bakan  a.

                                                                                                 Müsteşar  

DAĞITIM:   

Gereği:                                  Bilgi:

81 İl Valiliği

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Tarım ve Köyişleri  Bakanlığı

Hukuk Müşavirliği

Teftiş Kurulu Başkanlığı

2.YAZI

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü web sayfasından

(http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/bh/halk_sag_lab/portor.asp)

PORTÖR MUAYENESİ HAKKINDA: PORTÖR UYGULAMALARI

1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun 126. ve 127. maddelerindeki hükümlerle , gıda üretim yerleri ve sıhhi müesseselerde çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıcılığı yönünden her 3 ayda bir muayene olma ve sıhhi rapor alma mecburiyeti getirilmiş ve bu sıhhi muayenenin de ücretsiz olarak belediye tabipleri veya hükümet tabipleri tarafından yapılacağı belirtilmiştir.

Portör muayenesine esas laboratuvar tetkikleri (Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 2005/9 sayılı genelgesi gereğince) şunlardır:

Portör muayenesi, 3 ayda bir yapılması zorunlu fiziki muayene olup, İşyeri hekimi olan işletmelerde çalışan personelin muayenesi işyeri hekimi tarafından , İşyeri hekimi olmayan işletmelerde çalışan personelin muayenesi Belediye tabiplerince veya hükümet tabiplerince ücretsiz olarak yapılacaktır. Bu muayeneyi yapan tabip , gerek gördüğü taktirde portör muayenesine esas laboratuvar tetkiklerini daha sık talep edebilir.

3.YAZI


İşe Giriş Sağlık Raporu Ve Portör Muayene Raporu Farkı | 23.02.2006 09:06:00

İşe Giriş Sağlık Raporu Ve Portör Muayene Raporu Farkı

 Özkan BİLGİLİ (*)

E-Yaklaşım / Temmuz 2005 / Sayı: 24

I- GİRİŞ

İş Kanunu kapsamında çalıştırılan işçiler için bazı hallerde sağlık raporu alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak çalışan her işçi için böyle bir zorunlulukta yoktur. İş Kanunu’na göre sağlık raporu alınarak çalıştırılacak olanlar ise şunlardır.

Birincisi, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak olanlar; ikincisi, 18 yaşından küçük işçilerin çalıştırılması durumu ve üçüncüsü de gece çalıştırılacak olanlar. Bütün bu durumlarda çalıştırılacak olanların “bedenen sözü edilen işte/işyerinde çalışmasının uygun olduğu” yönünde bir sağlık raporu olması durumunda çalıştırılmaları esastır. Böylesi raporlara uyulmaksızın işverence işçi çalıştırılması durumunda ceza uygulamasının ötesinde, iş sağlığı ve güvenliği hükmüne uymayan işveren herhangi bir iş kazası durumunda sorumlu sayılacak ve önemli tazminatlar ödemek zorunda kalacaktır. Hepsinden önemlisi, insan sağlığının dikkate alınmayarak istenmeyen sağlık risklerinin oluşmasına sebebiyet verilecektir. Zira, Anayasamıza göre herkesin bedenine ve cinsiyetine uygun işlerde çalıştırılması gerekmektedir.

Öte yandan alınan raporların da belli şekil şartlarını ihtiva etmesi gerekmektedir. Örneğin, bir hekim imzası taşıyan ve üzerinde kimi tahlil sonuçları bulunan “rapor” İş Kanunu anlamında bir “işe giriş sağlık raporu” değildir. Sadece hekim imzalı bir kağıttır! O halde aranılan rapor nasıl olacaktır?

Diğer taraftan bazı işyerlerinde de çalışanların özellikle bulaşıcı hastalık taşımamaları için alınması gereken raporlar bulunmaktadır. Uygulamada bu nitelikte alınan raporların işe giriş sağlık raporları ile karıştırıldığı görülmektedir. Yazımızda, sözü edilen raporlar arasındaki farka ve diğer ayırt edici özelliklerine yer verilecektir.

II- İŞE GİRİŞ SAĞLIK RAPORU KİMLER İÇİN ALINACAK?

4857 sayılı İş Kanunu’nda işe giriş sağlık raporu alması gerekenlere ve alınmaması müeyyidelerine yer verilmiştir. Bu hususlar aşağıda açıklanmıştır:

1- 4857 sayılı Kanun’un 69. maddesi gereğince, gece çalıştırılacak işçilerin sağlık durumlarının gece çalışmasına uygun olduğu, işe başlamadan önce alınacak sağlık raporu ile belgelenir. Gece çalıştırılan işçiler en geç iki yılda bir defa işveren tarafından periyodik sağlık kontrolünden geçirilirler. İşçilerinin sağlık kontrollerinin masrafları ise işveren tarafından karşılanır.

2- 4857 sayılı Kanun’un 86. maddesi gereğince, ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin işe girişinde veya işin devamı süresince en az yılda bir, bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı olduklarına dair işe giriş sağlık raporu/muayene raporları olmadıkça, bu gibilerin işe alınmaları veya işte çalıştırılmaları yasaktır.

3- 4857 sayılı Kanun’un 87. maddesi gereğince, ondört yaşından onsekiz yaşına kadar (onsekiz dahil) çocuk ve genç işçilerin işe alınmalarından önce muayene ettirilerek işin niteliğine ve şartlarına göre vücut yapılarının dayanıklı olduğunun raporla belirtilmesi ve bunların onsekiz yaşını dolduruncaya kadar altı ayda bir defa aynı şekilde doktor muayenesinden geçirilerek bu işte çalışmaya devamlarına bir sakınca olup olmadığının kontrol ettirilmesi zorunludur.

Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılanlar ile 18 yaşından küçük işçiler için “bedenen yaptıkları işlere uygun olduklarına dair” sağlık raporu alınmaması halinde, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 105. maddesi gereğince 2005 yılı için bu durumdaki her bir işçiden/çocuk işçiden dolayı 142.89 YTL idari para cezası uygulanacaktır. Bu kapsamda alınacak işe giriş sağlık raporlarının/muayene raporlarının, hekim imzalı bir rapordan ayırt edilebilmesi için raporda “bedenen yaptıkları işlere uygun olduklarına” dair bir ibarenin mutlaka bulunması gerekmektedir.

Düzenlemelerin Anayasa’nın 50. maddesindeki, kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz hükmüyle paralellik taşıdığı görülmektedir.

III- RAPORLAR NEREDEN ALINACAK?

Yine İş Kanunu’nun 86. ve 87. maddelerine göre; söz konusu sağlık raporlarının ise işyeri hekimi varsa ondan, yoksa işyerine en yakın işçi sağlığı dispanserinden, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın SSK, sağlık ocağından, hükümet ve belediye hekimlerinden alınması ve bu sıraya uygun hareket edilmesi gerekmektedir. Bu düzenleme açısından, Yasa’da öngörülen sağlık mercileri varken özel doktora başvurulması olanaksızdır (1). Keza, eğer sağlık raporunun verilmesi konusunda birden çok doktor veya sağlık kuruluşu yetkili kılınmışsa, yazılış sırasına göre, önde bulunan atlanarak daha sonrakinden rapor alınamaz (2). Söz konusu işe giriş sağlık raporlarının ise usulüne uygun olarak düzenlenmesi, sigortalının hasta olmadığını değil bedence işe dayanıklı olduğunu belirtmesi gerekmektedir (3).

Öte yandan SSK Hastaneleri 5283 sayılı Kanun (4) ile Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. 5283 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, “Mevzuatta, bu Kanunla Bakanlığa devredilen kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık birimlerine yapılan atıflar, Bakanlığa ait sağlık birimlerine ve Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından belirlenecek sağlık kurum ve kuruluşlarına yapılmış sayılır…” denildiğinden devredilen SSK Hastanelerini de devlet hastanesi kapsamında değerlendirmemiz gerekmektedir.

Diğer taraftan işe giriş sağlık raporunun özel hastanelerden de alınması mümkün görülmemektedir. Şöyle ki; Sağlık Bakanlığı yayımlamış olduğu bir talimatında özel hastanelerin hangi konularda sağlık kurulu raporu düzenleyip düzenleyemeyeceğini kararlaştırmıştır (5):

Buna göre; özel hastaneler; ilaç raporları, istirahat raporları ile kabul ve tedavi ettiği hastalıkların tedavilerinde kullanılan tıbbi cihaz ve malzemelerin kullanımına yönelik olarak sağlık kurulu raporu düzenleyebileceklerdir. Özel hastanelerde; usulüne uygun olarak teşekkül ettirilmiş olsa bile özürlü sağlık kurulu raporu, vergi muafiyeti raporu, yurt dışı tedavi raporu, maluliyet raporu, özel tertibatlı araç ithali amacıyla alınan raporlar gibi özellikli raporlar verilemez. Dolayısıyla özel hastanelerin “işe giriş sağlık raporu” düzenleyemeyeceklerini söylememiz yanlış olmayacaktır.

IV- SAĞLIK RAPORUNUN SSK AÇISINDAN ÖNEMİ

506 sayılı Kanun’un 41. maddesi gereğince, çalışma mevzuatına göre sağlık raporu alınması gerektiği halde böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli bulunmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli bulunmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı için Kurum’ca yapılan hastalık sigortası masraflarının tümü işverene ödettirilmektedir.

Kanun metni dikkatli okunduğunda, alınacak işe giriş sağlık raporlarının “çalışma mevzuatına” göre olacağı ve bünyece elverişli olmayan işte çalıştırılan sigortalının hastalığı için Kurum’ca yapılan “hastalık sigortası” masraflarının işverenden istenebileceği hükümlerine yer verildiği görülecektir.

Çalışma mevzuatı ibaresinden ise, İş Kanunu ile buna dayalı olarak çıkarılan tüm tüzük ve yönetmeliklerin anlaşılması gerekmektedir (6). Ancak, uygulamada çalışma mevzuatı ibaresinden ve bağlantılı olarak işverenin çalıştıracağı işçi için sağlık raporu alma zorunluluğunun ağır ve tehlikeli işler için gerekli olduğu yönünde bir anlayış birliği olduğu gözlenmektedir. Dolayısıyla Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği kapsamı dışındaki işlerde çalıştırılacaklar için işe giriş sağlık raporu alınmaması gerekiyormuş gibi bir yaklaşım bulunmaktadır. Oysa, “maddenin kapsamına salt ağır ve tehlikeli işler değil, çalışma mevzuatına göre, sağlık raporu alınması gereken bütün durumlar girer. Çünkü, çalışma mevzuatı deyimi, İş yasası ile birlikte işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili tüm tüzük ve yönetmelikleri de içerir.” (7) Yine, “çalışma mevzuatı ile güdülen amaç dikkate alındığında, 506/41.maddedeki rapor zorunluluğu açısından ağır ve tehlikeli işler ile bu nitelikte olmayan işler arasında bir ayrım yapılması düşünülemez.” (8)

506 sayılı Kanun’un 53. maddesi (B) fıkrasında; 506 sayılı Kanun kapsamında ilk defa çalışmaya başladıkları tarihte mevcut hastalık veya arızası bulunanların bu hastalık veya arızasının malûl sayılmayı gerektirecek düzeyde olmadığını Kurum veya Kurum dışındaki hastanelerden işe girmeden önce alınmış, usulüne uygun sağlık raporu ve dayanağı tıbbi belgelerle kanıtlamakla yükümlü oldukları belirtilmiştir. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalılar ise bu hastalık veya arızaları nedeni ile malûllük sigortası yardımlarından yararlanamayacaklardır. Bu gibi sigortalılara malûllük sigortasından evvelce ödenmiş bulunan aylıklar da geri alınacaktır.

V- PORTÖR MUAYENE RAPORLARI

İş Kanunu ve SSK Kanunu’nda sözü edilen sağlık raporu alınması zorunluluklarından başka, Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nda da sağlık raporu alınması ile ilgili hükümlere yer verilmiştir.

1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 126. maddesinde; “Yenilecek ve içilecek şeyler satan veya veren veyahut taharet ve nezafete mütaallik sanatlar ifa edenler her üç ayda bir kendilerini muayene ettirerek bir sıhhi rapor almağa mecburdurlar. Bunlardan devrei sirayette frengi ve sari verem ve cüzzama müptela olanlarla halkın istikrah ve nefretini mucip bir cilt hastalığına duçar olanlar sanatlarını icradan menolunurlar,”

Aynı Kanun’un 127. maddesinde ise “126. maddede zikrolunan sıhhi muayene meccanen belediye tabipleri tarafından yapılır. Belediye tabipleri bulunmayan yerlerde bu vazife hükümet tabipleri tarafından icra olunur. Mahalli belediyelerince hangi meslek ve sanat erbabının muayeneye tabi olduğu 266. maddede zikredilen nizamnameye dercolunur.” hükmü mevcuttur.

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, gıda işyerlerinde ve sıhhi müesseselerde çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıcılığı yönünden her 3 ayda bir muayene olma ve sıhhi rapor alma mecburiyeti getirilmiş ve bu sıhhi muayenenin de ücretsiz olarak belediye tabipleri veya hükümet tabipleri tarafından yapılacağı belirtilmiştir.

Gıda işi ile uğraşanlarda ve sıhhi müesseslerde çalışanlarda portör taraması için yapılacak tetkikler ise şunlardır (9):

- Gaita kültürü (Salmonella ve shigella yönünden, en az yılda bir),

- Dışkının mikroskobik incelenmesi (Entamoeba, histolytica kistleri, giardia lamblia kistleri ve helmint yumurtaları yönünden, en az 6 ayda bir),

- Boğaz ve burun kültürü (Staphylococcus aureus yönünden,en az yılda bir),

- Akciğer grafisi (Tüberküloz yönünden, en az yılda bir),

Bu tetkiklerin yeni işe başlayanlarda, işe giriş muayenesi ile birlikte, çalışanlarda ise periyodik portör taraması şeklinde yapılması gerekmekte olup, portörlüğü tespit edilenlerin geçici işten uzaklaştırılması veya işyerinde yaptığı işin geçici olarak değiştirilmesi de dahil olmak üzere hastalık yayılımını engelleyecek tedbirler alınması zorunludur.

VI- PORTÖR MUAYENE RAPORU KİMLER İÇİN ALINACAK?

Gıda imali ve satışı yapılan işyerinde çalıştırılan işçiler için yukarıdaki koşulların varlığı halinde alınacak olan işe giriş sağlık raporlarından başka, yapılan işin özelliğinden dolayı ayrıca portör muayene raporlarının da alınması gerekmektedir. Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nda gıda işyerlerinde ve sıhhi müesseselerde çalışanlara bulaşıcı hastalık taşıyıcılığı yönünden her 3 ayda bir muayene olma ve sıhhi rapor alma mecburiyeti getirilmiş ve bu sıhhi muayenenin de ücretsiz olarak belediye tabipleri veya hükümet tabipleri tarafından yapılacağı belirtilmiştir.

VII- PORTÖR MUAYENE RAPORU NEREDEN ALINACAK?

Diğer taraftan portör muayenesi tetkikleri ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nca yapılan yeni düzenlemeye göre (2005/9 sayılı Genelge) özel sağlık kuruluşlarına da bu amaçla gidilebilecek. Buna göre; portör muayenesine esas laboratuar tetkiklerinin;

1- Resmi sağlık kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, özel tıp merkezi, dal merkezi ve polikliniklerde, özel hastanelerde, radyoloji laboratuarları ile tıbbi tahlil laboratuarlarında yalnızca kendi il hudutları dahilinde yapılması,

2- Akciğer grafisi istenen kişilerin Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluşlar (yataklı tedavi kurumları, birinci basamak sağlık kuruluşları ve Verem Savaş Dairesi Başkanlığı’na bağlı gezici tarama grupları), özel radyoloji laboratuarları, radyoloji uzmanı sorumluluğunda olmak ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan lisans almak suretiyle bir arabaya monte edilmiş gezici röntgen cihazı ünitelerinde portör muayenesi için mikrofilm veya standart akciğer grafisi tetkiklerinin, yalnızca kendi il hudutları dahilinde yapılması uygun bulunmuştur.

VIII- ÖZELDEN ALINAN PORTÖR MUAYENE RAPORU İÇİN ÜCRET ÖDENECEK Mİ?

Kanun uyarınca portör muayenelerinin ücretsiz olarak yapılması zorunlu olduğundan, portör muayenesi yapılan sağlık kuruluşlarınca muayene ücreti talep edilmemesi gerekmektedir. Ancak, muayeneye istinaden gerekli tetkiklerin resmi kurum ve kuruluşlar dışında özel sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılmasına Sağlık Bakanlığı olanak tanıdığı için, bu durumda portör muayeneleri ancak, birinci basamak kamu sağlık kuruluşları tarafından görülmek ve tasdik edilmek kaydı ile geçerli sayılabilecektir.

X- SONUÇ

İşe giriş sağlık raporlarının İş Kanunu kapsamında gece postalarında çalışacaklar için, ağır ve tehlikeli işlerde çalışacaklar ile 18 yaşından küçük işçiler için alınması gerektiği görülmektedir. Bu zorunluluk ile Umumi Hıfzısıhha Kanunu gereğince gıda işyerleri ile sıhhi müesseselerde çalışacaklar için alınması gereken portör muayene raporunun birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Öyle ki; portör muayene raporu alınan bir işçi için örneğin 16 yaşında bir işçi için- işe giriş sağlık raporu da alınması gerekebilir. Başka bir söyleyişle işe giriş sağlık raporunun alınması portör muayene raporu alma zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Şüphesiz tersi de söz konusudur.
--------------------------------------------------------------------------------

*           Sigorta Müfettişi

(1)         Yrg. 10. HD.’nin 12.11.1973 tarih ve E. 1047, K. 1973/1092 sayılı Kararı.

(2)         Yrg. 10. HD.’nin 19.11.1991 tarih ve E. 1990/10957, K. 1991/9293 sayılı Kararı.

(3)         Yrg. 9. HD.’nin 15.12.1973 tarih ve E. 26464, K. 1973/2255; 09.05.1969 tarih ve E. 2341, K. 1969/5193, Yrg. HGK’nın 17.09.1986 tarih ve E. 1986/10-299, K. 1986/773 sayılı Kararları.

(4)         19.01.2005 tarih ve 25705 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(5)         Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 07.05.2004 tarih ve 7455 sayılı (2004/67) Genelgesi.

(6)         Ali GÜZEL-Ali Rıza OKUR, Sosyal Güvenlik Hukuku, s. 263-264, 8. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul 2002

(7)         Yrg. 10. HD.’nin 08.12.1975 tarih ve E. 4359, K. 1975/6489 sayılı Kararı.

(8)         Yrg. HGK’nın 15.04.1977 tarih ve E. 1976/10-1938, K. 1977/387 sayılı Kararı.

(9)         Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 27.01.2005 tarih ve 1059 sayılı (2005/9) Genelgesi.