HABERİ
13 Ağustos 2007

60. Hükümeti bekleyen hayati yasalar

Kurulacak 60. Hükümet, Türkiye'de çalışma hayatını ilgilendiren bir dizi yasal düzenlemeyi masasında bulacak. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası bunların başında geliyor.

Kurulacak 60. Hükümet, Türkiye'de çalışma hayatını ilgilendiren bir dizi yasal düzenlemeyi masasında bulacak. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, bu düzenlemelerin başında, 1 Ocak 2007'de yürürlüğe girmesi gereken, ancak yürürlük tarihi 1 Ocak 2008'e ertelenen ''Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'' geliyor.

Anayasa Mahkemesi'nin, Aralık 2006'da, yasanın bazı maddelerini ''kamu çalışanları'' yönünden iptalinin ardından, yeni bir düzenleme yapılması için yasanın yürürlüğü 1 Ocak 2008'e ertelenmişti. Neredeyse bütün işçi sendikalarının tepki gösterdiği yasaya yönelik eleştiriler, emekli olabilmek için gereken prim gün sayısının kademeli olarak 7 binden 9 bin güne yükseltilmesi ve aylık bağlama oranlarının düşürülmesi üzerine yoğunlaşıyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararının ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratları, yüksek mahkemenin kararı doğrultusunda nasıl bir düzenleme yapılacağı üzerinde çalışmalarını sürdürürken, çeşitli branşlardaki akademisyenlerin de görüşüne başvuruyor.

Yasanın çıkarılması, IMF ile yürütülen stand-by anlaşmasının koşulları arasında da yer alıyor. Sosyal güvenlik reformu kapsamında sosyal yardımlara ilişkin temel ilkeleri belirlemek, ortak veri tabanını oluşturmak, bu alandaki kamu kaynağının etkin kullanılmasını sağlamak ve sosyal yardımlardan faydalanmayı adil ve ulaşılabilir kılmak üzere hazırlan ''Sosyal Yardımlar ve Primsiz Ödemeler Kanun Tasarısı Taslağı'' da yeni hükümeti bekleyen yasa taslakları arasında bulunuyor.

SENDİKAL MEVZUATTA DEĞİŞİKLİK

 Uzun süredir çalışmaları devam eden yeni Sendikalar Yasa Tasarısı Taslağı ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasa Tasarısı Taslağı da yeni hükümeti bekliyor. Sendikalar, 1982 Anayasası'ndan sonra hazırlanan 2821 Sayılı Sendikalar Yasası ile 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nın ''kısıtlayıcı hükümler'' içerdiğini dile getiriyor. Türkiye'yi, mevcut sendikal mevzuat nedeniyle son üç yılda iki kez gündeme aldığı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Aplikasyon Komitesi de yasalardaki grev ve lokavt yasakları ve diğer kısıtlayıcı düzenlemelerin değiştirilmesi talebinde bulunuyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sendikalar Yasa Tasarısı Taslağı ile sendikaların toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için gerekli olan ''işkolu barajı'' konusunda sendikalara iki alternatif sunmuştu. Birinci alternatif barajın tamamen kaldırılmasını öngörürken, bir sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için en büyük üç işçi konfederasyonundan birinin üyesi olma şartını getiriyordu. İkinci alternatif ise iş kolu barajının yüzde 5'ten başlayarak, kademeli olarak kaldırılmasını öngörüyordu. Şehir içi deniz, kara ve demiryolu ve diğer raylı toplu yolcu ulaştırma hizmetlerindeki grev ve lokavt yasağının kaldırılmasının öngörüldüğü Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası Tasarı Taslağında, toplu iş sözleşmesi sırasındaki bekleme süreleri ile ara bulucu sürecinin kısaltılması da düzenleniyordu.

İŞSİZLİK SİGORTASI VE ÜCRET GARANTİ FONU

 İşsizlik Sigortası'ndan ve Ücret Garanti Fonu'ndan yararlanma şartlarını değiştiren yasa taslakları da yeni hükümeti bekliyor. Halen, İşsizlik Sigortası'ndan, hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün sürekli çalışan, kendi istek ve kusuru olmaksızın işini kaybeden kişiler yararlanıyor. En az 600 gün çalışmış sigortalılara 180 gün, 900 gün çalışmış sigortalılara 240 gün, bin 80 gün çalışmış sigortalılara ise 300 gün süreyle ödeme yapılıyor. İşsizlik ödeneği, sigortalının son 4 aylık prime esas kazancı dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama net kazancının yüzde 50'si düzeyinde veriliyor. Ancak verilen ödenek, 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin netini geçemiyor.

Yasa taslağı ise sigortaya tabi son 4 aylık prime esas kazançla ilgili yüzde 50'lik oranın, yüzde 70'e çıkarılmasını, işsizlik ödeneği tutarının ise asgari ücretin yüzde 150'sine kadar yükselmesinin yolunu açıyor. İş Kanunu gereğince işverenlerin ödeme güçlüğü çektiği hallerde işçilerinin son üç aylık ücretlerini karşılamak amacıyla oluşturulan Ücret Garanti Fonu'ndan yararlanma şartları da değiştiriliyor.

Hazırlıkları devam eden taslakta, işverenin konkordato ilan etmesi, aciz vesikası alınması veya iflası nedeni ile ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde, işçilerin son üç aylık net ücret alacaklarının karşılandığı fondan ödenecek en fazla tutarın, sigorta primine esas kazancın üst sınırını aşmaması yönünde bir düzenleme üzerinde duruluyor.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

 Hazırlanan ''İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarı Taslağı'' kurulacak hükümetin masasında bulacağı düzenlemeler içinde yer alıyor. Taslak, sadece İş Kanunu kapsamındaki işler ve iş yerlerine yönelik iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinin, bütün iş yerlerinde ve işlerde uygulanmasını öngörüyor. Çalışanların sağlık ve güvenliklerinin korunması, mesleki risklerin önlenmesi, risk ve kaza faktörlerinin ortadan kaldırılması ile iş yerlerinde sağlık ve güvenlik şartlarının sürekli olarak iyileştirilmesi için alınacak önlemler ve bu konulardaki görev, yetki, yükümlülük ve sorumlulukların düzenlenmesini öngören taslağa, getirdiği yükümlülükler nedeniyle, özellikle işverenlerin karşı çıktığı ileri sürülüyor.

KAYIT DIŞI MÜCADELEYE YÖNELİK YASA TASLAĞI

 Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK), aktif sigortalı ücretlerinin banka hesapları aracılığıyla ödenmesi konusundaki yasa taslağı da çıkarılmayı bekleyen taslaklar arasında bulunuyor. İşverenlerin sigortalılık ve ücret konusundaki beyanlarının banka kayıtlarıyla karşılaştırılması ve bu sayede kayıt dışının önlenmesini amaçlayan taslağın yasalaşması durumunda, özellikle, işçinin eline geçen ücretle bordroda gösterilen ücret arasındaki farklar tespit edilebilecek. Taslağın öngördüğü biçimde, ücretlerin banka hesaplarına brüt olarak yatırılmasıyla vergi ve sigorta primleri doğrudan tahsil edilebilecek. Böylece SGK'nın aktüaryal yapısı güçlendirilecek.

HAVA İŞ KANUNU

Hava araçlarında iş sözleşmesi ile çalışan uçucu personelin çalışma koşullarının düzenlenmesi ve sosyal haklarının güvence altına alınması amacıyla hazırlanan ''Hava İş Kanunu'' tasarısı, uzun süredir TBMM'de bulunuyor. Uçucu personelin çalışma süreleri, izin günleri, işten ayrılma ile iş akdinin fesih nedenleri ve personele ödenecek kıdem tazminatlarını belli kurallara bağlayan taslak da yeni hükümeti bekliyor.